Sergi

STANDART

Sanatçılar:
Zafer Bey (Zafer Akşit), Merve Besler Dundar, Leyla Emadi, Işıl Eğrikavuk& Jozef Ercevik Amado, Özlem Günyol & Mustafa Kunt, şafak Gürboğa, Ihsan Oturmak, Yasemin Özcan, Ferhat Özgür, Erinç Seymen, Nasan Tur, Yuşa Yalçıntaş

Küratör:
Melike Bayık

06.09.2019 - 12.12.2019

Dalyancı Konağı



Eldem Sanat Alanı | Dalyancı Konağı'nda, 6 Eylül 2019 – 30 Kasım 2019 tarihleri arasında, Michel Foucault'un Disiplin Toplumu kavramı üzerinden şekillenen “standart” sergisi Melike Bayık küratörlüğünde açılıyor. Sergi bireysel ve sosyo-politik durumların insan üzerindeki baskı, dış kontrol ve evrilen iç kontrol meseleleri, tektipleştirilmiş insan ve toplum durumlarına dair farklı katmanlardaki konuları ele alıyor. Zafer Akşit, Merve Dündar, Leyla Emadi, Işıl Eğrikavuk & Jozef Erçevik Amado, Özlem Günyol & Mustafa Kunt, Şafak Gürboğa, İhsan Oturmak, Yasemin Özcan, Ferhat Özgür, Erinç Seymen, Nasan Tur ve Yuşa Yalçıntaş’ın disiplinlerarası üretimleri ile standardize toplum olgusu ve baskılanma üzerine yapıtlarını izleyiciye sunuyor.


Michel Foucault’un 18.-19. Yüzyıllarda o döneme dair bir yaşam biçimi üzerine temellendirdiği Disiplin Toplumu kavramı bugün dünya üzerinde hala geçerliliğini sürdüren bireylere ve topluma salt olarak indirgenmiş bir terimdir. Foucault hükümet, ekonomi, sosyal yaşam ve politikaya dair iktidar merkezli bir yönetim biçimini tasvirlemiştir. Disiplin Toplumu’nda üretim ve yaşam biçimleri içinde halk potansiyel bir karşı duruş olarak kontrol altına alınmalı ve yönetimi/ iktidarı zorlamaya itecek bir gücü içinde barındırmamalıdır. Bu ve benzer gerekçeler ile halkın kontrol edildiği standardize bir varyasyona sokulduğu zorunlu bir yönetim ve disiplin yapısı görünürlük kazanır. Foucault toplumların kontrol altına alınma biçimlerini çeşitli yöntemler ile ele alır. Bu kontrol altına alma biçimleri içinde aslında birbirine paralel iki yapı gözle görülür. Bunlardan birisi disiplin merkezleri, diğeri ise disiplin toplumlarıdır ve bunlardan birisi olmadan diğerinin olması çok da mümkün değildir. Baskıcı bir yönetim biçimi kitleleri kendilerine ya da direkt yönetim biçimlerine dair olabilecek tepkisel bir yaklaşımı riske etmemek adına kontrol altına almayı hedefler. Bu kontroller ise iktidarların yönlendirdiği, sosyal hayat içinde önemli olan eğitim kurumları, hastaneler, hapishaneler gibi disiplin merkezleri olarak nitelenen yapılardır.


”standart” sergisi ise Foucault'un Disiplin Toplumu kavramı çerçevesinde dünya üzerindeki toplumsal algı ve yönetim biçimleri, hükümetler üzerinden şekilleniyor. Sosyal ve toplumsal komuta mekanizması tarafından tektip yönetimi ve yönlendirmesi basitleştirilmiş bir toplumu, standardize edilmiş genel bir sınıf algısı yaratması üzerine çerçevelenerek disiplinler arası çalışan on dört sanatçıyı bir araya getiriyor. Disiplinci bir yönetim aslında düşünce ve pratik sınırlarını, parametrelerini belirleyerek normal veya sapkın davranışları belirleyip, yaptırıma tabi kılıp, toplumu yönetme ve kontrol altına alma gibi mekanizmaların işlerliğini aktif tutan bir yapı olarak beliriyor. Sergi de bu çerçeveye bağlı kalarak, gerek Türkiye çerçevesinde gerek de dünyada genel bir konu olarak yeterli mantık sunan disiplin merkezleri ve disiplin toplumları arasındaki ilişkiyi tartışıyor. Umudun ve umutsuzluğun, kasıtlı ve kasıtsız bağımlılığın ince sınırlarında gezen sergi, sosyo-politik bir durumun altını çizerek, sanat ve sosyal eylem arasındaki muhalif duruşunu da görsel ve sözel bir estetik algı ile disiplinler arası bir yaklaşımla izleyiciye aktarıyor.


”standart”, bireysel ve toplumsal yapının kontrollü bir biçimde mantık çerçevesi dahilinde olağan hale getirilmesi, basitleştirilmesi, kontrol altına alınması, bilinçsiz ama kasıtlı bir itaatin göstergelerini fotoğraf, yağlı boya, video, yerleştirme gibi farklı medyumlarda eser üretimleri ile ele alıyor. Bireysel ve toplumsal sayılan aidiyet, kimlik, cinsiyet, varoluş, siyaset, inanç ve kamusal haklar vb. birçok konunun iktidar nezdinde ele alınış biçimi oldukça örtüktür. Bunun karşısında ise iktidar tepkiseldir, verilen tepkilerin sıradanlaşması ve kontrollü olması için yaşamı, kısacası insanı kontrol altına almayı hedefler. Bu açıdan standart ise kişiselden toplumsala yayılan disipline edilmeye dair bir karşı duruş, bağımsız bir yaşam ve düşünce alanının ironik bir yansıması olarak izlenebilir.


Melike Bayık’ın küratörlüğünde düzenlenen standart sergisinde farklı pratiklerde eserleri ile yer alan Zafer Akşit, Merve Dündar, Leyla Emadi, Işıl Eğrikavuk & Jozef Erçevik Amado, Özlem Günyol & Mustafa Kunt, Şafak Gürboğa, İhsan Oturmak, Yasemin Özcan, Ferhat Özgür, Erinç Seymen, Nasan Tur ve Yuşa Yalçıntaş’ın yapıtları 30 Kasım 2019 tarihine dek Eldem Sanat Alanı | Dalyancı Konağı’nda izlenebilir.

Poster: Studio PUL

Fotoğraf Kredisi: Kayhan Kaygusuz

Sergi Tarihleri: 06.09 – 30.11.2019
Mekan: Eldem Sanat Alanı | Dalyancı Konağı, Eskişehir
Adres: Akcami Mh. Mumcu Sk. No:7 Eldem Kültür ve Sanat Vakfı Odunpazarı / Eskişehir

#standart #eldemsanatalani #eldemartspace #dalyancikonagi #dalyancimansion #melikebayik #zaferaksit #mervedundar #leylaemadi #isilegrikavukjozefercevikamado #ozlemgunyolmustafakunt #safakgurboga #ihsanoturmak #yaseminozcan #ferhatozgur #erincseymen #nasantur #yusayalcintas

—————————————————————————————————————

Standard

Artists: Zafer Akşit, Merve Dündar, Leyla Emadi, Işıl Eğrikavuk & Jozef Erçevik Amado, Özlem Günyol & Mustafa Kunt, Şafak Gürboğa, İhsan Oturmak, Yasemin Özcan, Ferhat Özgür, Erinç Seymen, Nasan Tur, Yuşa Yalçıntaş

Curator: Melike Bayık

#standart

The exhibition titled standard”, curated by Melike Bayık and shaped around the concept of Disciplinary Society by Michel Foucault is on view between September 6  and November 30, 2019. The exhibition deals with several issues from different levels such as the oppression caused by individual and socio-cultural conditions, the problems emerged from external control and evolved internal control and standardized individuals and societies. Zafer Akşit, Merve Dündar, Leyla Emadi, Işıl Eğrikavuk & Jozef Erçevik Amado, Özlem Günyol & Mustafa Kunt, Şafak Gürboğa, İhsan Oturmak, Yasemin Özcan, Ferhat Özgür, Erinç Seymen, Nasan Tur and Yuşa Yalçıntaş present their works on the concept of standardised society and oppression with their interdisciplinary practices.

The concept of Disciplinary Society, which Michel Foucault grounded on the lifestyle of the 18th and 19th century, is a term which is still valid today and reduced to individuals and society in an absolute way. Foucault portrayed an authority centred regime about government, economy, social life and politics. In Disciplinary Society, people with the potential to stand against should be kept under control in a sense of producing and lifestyle, and they mustn’t hold and power that may push the administration/authorities. In the end, an obligatory structure of administration and discipline, where the people are kept under control and standardised becomes apparent. Foucault deals with the forms of keeping societies under the control by means of several methods. Two structures which are parallel to each other come forward among these forms of keeping under control. One is the centres of discipline, and the other is disciplinary societies and neither can exist without each other. An oppressive regime aims to keep the masses under control in order not to risk a reactional manner against themselves or their regime. These control systems are the structures described as disciplinary centres such as educational institutions, hospitals and jailhouses, which are led by the government and has importance in social life.

The exhibition titled “standard” is formed around social perception, ways of governing and governments around the world within the framework of the concept of Disciplinary Society by Foucault. Focusing on the fact that the social and communal control mechanisms lead to standardised administration, a society becoming easy to rule and lead, and a standardised common perception of the understanding of social class, the exhibitions brings together fourteen artists working interdisciplinary. The disciplinarian administration setting the limits, parameters of ideas and practices, determining the normal and deviant behaviours and imposing sanctions appears as a structure where the mechanisms such as governing and controlling the society are always kept active. Within this scope, the exhibition discusses the relationship between disciplinary centres providing enough reasoning and disciplinary societies. The exhibition experiencing the boundaries between the hope and hopelessness; intentional and unintentional dependence highlights a socio-politic situation and reveals its opposing stance through a visual and verbal aesthetical perception and interdisciplinary approach.

“standard”, deals with the controlled normalization and simplification of individual and social structures, controlling and the indicators of unconscious but intentional submission by means of interdisciplinary artistic productions in several forms such as photography, oil painting, video and installations. Issues such as individual and social belonging, identity, gender, existence, politics, belief and social rights are implicitly addressed. On the other hand, the governments are reactional and aim to keep life and people under control in order to standardise and control the reactions given. In this sense, “standard “can be considered as a stance against being disciplined in an individual and social sense; an ironic reflection of independent living and thinking spaces.

Works by Zafer Akşit, Merve Dündar, Leyla Emadi, Işıl Eğrikavuk & Jozef Erçevik Amado, Özlem Günyol & Mustafa Kunt, Şafak Gürboğa, İhsan Oturmak, Yasemin Özcan, Ferhat Özgür, Erinç Seymen, Nasan Tur and Yuşa Yalçıntaş, brought together for the exhibition standard, curated by Melike Bayık, are on view until November 30, 2019 at Eldem Sanat Alanı | Dalyancı Konağı.

Poster: Studio PUL

Exhibition date: 06.09 – 30.11.2019

Venue: Eldem Sanat Alanı | Dalyancı Konağı, Eskişehir

Address: Akcami Mah. Mumcu Sk. No:7 Eldem Kültür ve Sanat Vakfı Odunpazarı / Eskişehir